NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
240 - (1266) وحدثني
أبو الربيع
الزهراني.
حدثنا حماد
(يعني ابن زيد) عن
أيوب، عن سعيد
بن جبير، عن
ابن عباس. قال:
قدم
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم وأصحابه
مكة. وقد
وهنتهم حمى
يثرب. قال
المشركون: إنه
يقدم عليكم
غدا قوم قد
وهنتهم الحمى.
ولقوا منها شدة.
فجلسوا مما
يلي الحجر. وأمرهم
النبي صلى
الله علي وسلم
أن يرملوا
ثلاثة أشواط.
ويمشوا ما بين
الركنين. ليرى
المشركون
جلدهم. فقال
المشركون:
هؤلاء الذين
زعمتم أن
الحمى قد
وهنتم. هؤلاء
أجلد من كذا
وكذا. قال ابن
عباس: ولم
يمنع أن
يأمرهم أن
يرملوا
الأشواط
كلها، إلا
الإبقاء
عليهم.
[ش (وهنتم حمى
يثرب) أي
أضعفتهم. قال
الفراء وغيره:
يقال وهنته
الحمى وغيرها
وأوهنته،
لغتان. وأما يثرب،
فهو الاسم
الذي كان
للمدينة في
الجاهلية،
وسميت في
الإسلام:
المدينة،
فطيبة، فطابة.
(الحجر) هو
داخل الحطيم.
وهو الحائط
المستدير إلى
جانب الكعبة
من جهة
الميزاب. (ويمشوا
ما بين
الركنين) أي حيث
لا تقع عليهم أعين
المشركين.
فإنهم ما
كانوا في تلك
الجهة. (جلدهم)
الجلد: القوة
والصبر. (إلا
الإبقاء عليم)
أي الرفق بهم].
{240}
Bana
Ebu'r-Rebî-Ez-Zehrânî rivayet etti. (Dediki): Bize Hammâd yâni İbni Zeyd,
Eyyûb'dan, o da Saîd b. Cübeyr'den, o da İbni Abbâs'dan naklen rivayet etti.
Şöyle demiş:
Resulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) ashâbıyla Mekke'ye geldi. Kendilerini Yesrib'in sıtması
zayıflatmıştı. Müşrikler: Yarın size öyle bir kavim gelecek ki sıtma
kendilerini bitirmiş. Ondan çok elem çekmişler dediler. Ve hicrin arkasına
oturdular. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de müşrikler müslümanların
celâdetini görsünler diye ashâbma tavafın üç turunda ramel yapmalarını, iki
köşe arasında da adî yürüyüşle yürümelerini emir buyurdu. Bunun üzerine
müşrikler:
— Sıtmanın kendilerini
bitirdiğini söylediğiniz adamlar bunlar mı? Bunlar filân ve filândan daha
sağlammışlar, dediler. İbni Abbâs (sözüne devamla) :
«Resulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem)'i ashabına bütün turlarda ramel yapmalarını emir buyurmaktan
men eden şey ancak anlara acıması olmuştur.» demiş.
241 - (1266) وحدثني
عمرو والناقد
وابن أبي عمر
وأحمد بن عبدة.
جميعا عن ابن
عيينة. قال
ابن عبدة:
حدثنا سفيان
عن عمرو
عن عطاء، عن
ابن عباس. قال:
إنما
سعى رسول الله
صلى الله عليه
وسلم ورمل
بالبيت، ليري
المشركين قوته.
{241}
Bana Amru'n-Nâkıd ile
İbni Ebî Ömer ve Ahmed b. Abde hep birden İbni Uyeyne'den rivayet ettiler. İbni
Abde (Dediki): Bize Süfyân, Amr'dan, o da Atâ'dan, o da îbni Abt&s'tan
naklen rivayet etti. İbni Abbâs:
«Resulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) Beyti ancak müşriklere kuvvetini göstermek İçin ramel ve
hızla tavaf etmiştir.» demiş.
İzahı:
Bu hadîsi Buhâri hacc
bahsinin bir-iki yerinde ve «Kitâbü'I-Megâzî»de; Ebû Dâvûd ile Nesâî hacc
bahsinde muhtelif râvîlerden tahrîc etmişlerdir.
Nevevî diyor ki: «îbni
Abbâs'ın bu hadîsi bundan önceki rivayetlerle nesh edilmiştir. Çünkü îbni Abbâs
hadîsi Hicretin yedinci yılında Mekke fethedilmezden önce îfâ olunan kaza
Umresine aittir. O zaman müslümanlar bedenen zayıf idiler. Tavaf esnasında
ramel yapmaları kuvvetli görünmek içindi. Buna iki rüknü Yemânî'den gayrı
yerlerde muhtaçtılar. Çünkü müşrikler Hicr denilen yerde oturuyor, rükn-ü
yemânî denilen iki köşe arasında müslümanları görmüyor, diğer köşeler arasında
tavaf ederken görüyorlardı. Nebi (Sallallahu Âleyhi ve Selîem) Hicretin onuncu
yılında Veda haccını îfâ ettiği vakit Hacer-i Esved'ten başlıyarak yine Haceri
Esved 'e kadar ramel yapmışdır. Binâenaleyh bu son fi'liyle amel etmek vâcib
olur.»
Nevevî'nin bahsettiği
nesh bir tur tavafın yarısında ramel yapıp yarısında yapmamaya aittir. Çünkü
îbni Abbâs (Radiyallahu anh) hadîsinde iki rüknü yemânî arasında ramel
yapılmaıyacağı bildirilmektedir. Bu mes'ele îmam Nevevî'nin dediği gibi nesh
edilmiştir. Bugün tavafın ilk üç turunda Hacer-i Esved'den başlayarak yine onda
bitmek suretiyle ramel yapılır.
Hicr: Hatîm denilen
yerin içidir. Hatîm Kâbe.i Muazzama'nin altın oluk tarafındaki yarım duvarla
çevrilmiş yerdir. Vaktiyle bu yer Kabe'ye dahil idi. Hükmen yine Kabe'nin
içinden sayıldığı cihetle tavaf Hatîmin arkasından yapılır
îbni Abbâs (Radiyallahu
anh): «Hem doğru söylemişler, hem yanlış» sözü ile Nebi (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem)'in fi'li olduğunu doğru söylemişler, fakat bunun bir sünnet-i müekkede
olduğu iddiasında hatâ etmişler demek istemiştir. Çünkü ona göre ramel meselesi
senelerce tekrarı matlûb olan bir iş değil, küffâra kuvvetli görünmek için
yalnız o seneye mahsustur. Hz. îbni Abbâs'ın mezhebi bu ise de sahabe ve tabiîn
ile onlardan sonra gelen bütün ulemâ bu hususta ona muhalefet ederek tavafın
ilk üç turunda ramelin sünnet olduğunu söylemişlerdir. Bu sünneti terkeden
faziletten mahrum kalır. Bununla beraber tavafı yine de sahihtir. Kurban lâzım
gelmez.
Abdullah b. Zübeyr'e
göre ramel tavafın yedi turunda da sünnetdir.
Hasan-ı Basrî, Sevrî ve
Mâlikiler'den Abdülmelik b. Mâcişûn'a göre tavaf esnasında rameli terk edenin
kurban kesmesi gerekir. Vaktiyle İmam Mâlik'in dahî buna kail olduğu, fakat
sonra rücû ettiği söylenir.
Cumhur-u ulemâ'nın
delili Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in veda haccında tavafın ilk üç
turunu ramel ile yapıp geri kalan dört turunda alelade yürümesi ve sonra :
«Hac fiillerini nasıl
yapacağınızı benden alın» buyurmuş olmasıdır.
İbni Abbâs (Radiyallahu
anh) kendisine Safa ile Merve arasında vâsıtaya binerek sa'y yapmanın hükmü
sorulduğu ve «Kavmin bunun sünnet olduğunu söylüyorlar» denildiği vakit yine:
«Hem doğru söylemişler, hem yanlış» diye cevap vermiştir. Gerçi ibarede
«Kezebû» lâfzı kullanılmıştır. Bunun asıl mânâsı «yalan söylemişler» demek ise
de bu gibi yerlerde mezkûr kelimenin hatâ mânâsında kullanıldığını kitabımızın
baş taraflarında görmüştük. Hz. İbni Abbâs bu sözüyle: «Resulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem)'in hayvan üzerinde sa'y yaptığını doğru söylemişler, fakat
bunun yürümekten efdal olduğunu söylemekte hatâ etmişler. Çünkü yürümek daha
faziletlidir.» demek istemiş ve Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in özürden
dolayı hayvana bindiğine işaret etmiştir. Ulemâ bu kavlinde İbni Abbâs
(Radiyallahu anh) ile beraberdir.
Yesrib: Medîne-i
Münevvere'nin câhiliyyet devrindeki ismidir. Hadîs-i şerifin muhtelif
rivayetleri vardır. İsmâîlî'nin rivayetinde: «Müşrikler: Size çıplak bir kavim
gelecek demişler. Onların bu sözünü Allah Nebisine bildirmiş, o da ashabına hem
ramel yapmalarını, hem de âdi yürüyüşle yürümelerini emir buyurmuşdu» denilmiş:
İbni Mâce'nin rivayetinde: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
Hudeybiye'den sonraki Umresi için Mekke'ye girmek istediği vakit ashabına:
Yarın kavminiz sizi görecektir. Ama sizi zinde görmelidirler buyurmuş, Mescid-i
Haram'a girdikleri vakit ashâbıyla beraber Hacer-i Esved'i istilâm ederek
ramelle tavaf etmişlerdir.» buyrulmuş; Taberânî'nin rivayetinde :
Resulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) Umreye niyet edince Mekkelilerin ashabı hakkında
zayıflamışlar diye söz ettiklerini duymuş ve Mekke'ye varınca ashabına : Haydi
bakalım kollarınızı, paçalarınızı sıvayın da ramelle yürüyün! Tâ ki kavminiz
kuvvetli olduğunuza kaani olsun, buyurmuşdur.» denilmektedir. Bir rivayette
ashabın ramel yaptığını gören Küreyş kâfirlerinin: «Bunlar ceylânlar gibi
adamlarmış» dedikleri bildirilmiştir.